13 Nisan 2009 Pazartesi

Gözler Rambo Yusuf'u aradı. . .

Ters manyel yapıp başlıktan bağımsız(başlık maçsonu kavgası için düşüncemin özeti..E napalım boşuna koymadık blog'un ismini...); sahadaki futbolu, biraz da taşın suyunu çıkarırcasına kendi renklerimin gözlüğünden yazacağım...
Gerek senebaşı hoca seçimi gerek taktik gerekse kaprisler sonucu tek atımlık barut haline gelmiş Galatasaray takımı sonunda bunu da başardı... !
Kendimi bildim bileli ezeli rakibine ilk kez Ali Sami Yen'de çaresiz göründü, maçın 90dakikasını domine edemedi vs vs...Adını ne koyarsınız bilmem.
Ikinci 45 dakikadan bahsediyorum.(Ilk devre tipik ASY'deki fener maçı örneğiydi.GS adına olması gereken..) Öyle bir devreydi ki, züğürt ağanın megafonuyla "bu takıma çok kaliteli bir merkezi adam alınmalı" diye haykırdı adeta.
Deniz&Emre ikilisine karşı kadrajdan silinen, ortasahayı Galatasaray adına yemyeşil hazine arazisi kıvamına getiren bir 45 dakikaydı.

Deniz ve Emre Belözoğlu....
Birinin gıkını çıkarmadan oradan oraya koşup takımın çöpçüsü olmasını, diğerinin de uluslararası tecrübesinin hakkını teslim etsem de, hepi topu Deniz & Emre ikilisi bu....Bunları en az 2'yle çarparsak Avrupa'nın bir numaralı kupasında bizi neler beklediğini, ileride de bekleyecek olduğunu az çok tahayyül edebiliriz...

Barış Özbek:
İlk gördüğüm anda işte yıllardır özlemini çektiğim, tam teşekküllü bir ortasaha diye düşünmüştüm. Artık büyük takımın havasından mı suyundan mı yoksa 15+ bin homur homur homurdanan kitlesinden mi bilmem o hayranı olduğum çocuğun yerini bir adet sahte Gattuso aldı.Sahte diyorum çünkü Barış'ın ikili mücadelelerde de artık kaytarmaya başladığını görür gibiyim.
Ancak benim için esas sorun topla buluşmaya! (saat 2'de,taksim'de(x10) ) kalktığında cereyan ediyor. Geçen sene beyaz pabuçlarının verdiği Pirlo? sinerjisinden mi nedir bilmem, Barış gayet de cevval driplinglerin adamıydı. Sağ kanatta soğuk kanlı attığı çalımlar, arapasları, verkaçlar... Maalesef hepsine format B:/ çekilmiş bir Barış izliyoruz bu sene... Samimiyetine, yaradılışından gelen iyi niyetli kişiliğine, sahadaki sadece futbolu düşünen yanına hala hayranım ancak geçen seneden sonra büyük bir hayal kırıklığı yaşamıyor değilim bu çocuk hakkında. Her zaman dediğim birşey var (kendi kendime helada hep tekrar ederim!);
"Yetenek kullanılmadıkça körelir, farkına vardığında bir de bakmışsın önlibero! oluvermişsin.." ( Önliberolar alınmasın. Küçümsediğim yok, ancak gelişen? futbol anlayışında bazı merkez oyuncuları hakiki meşe odunu oldu be...)


Buradan Arda'ya yumuşak bir geçiş yapmam farz kendi kafamda onun hakkında (sadece futbolu üzerine ) biriktirdiklerimi dökmek için ancak buralarda da (Hawaii - Merkez) geç oldu, yatmam lazım...

0 Okur Yorumu:

Yorum Gönder