12 Ekim 2009 Pazartesi

Kovmak için Teknik Direktör Arıyoruz

Bir futbolsever olarak bügünlerde çok keyifli olduğumu tabii ki söyleyemem. 2010 Dünya Kupası'na katılamıyoruz, bu gerçekten acı. En geç Aralık ayında kuralar çekildiğinde bu acıyı bir daha tadacağız. Ancak yinede komedi filmi izlyormuş kadar güldüren bir görüntü ile karşı karşıyayım. Fatih Terim'in istifası ile tüm sorunların cözüldügünü inanan futbol bilenlerini keyifle izliyorum. Başka derdimizin olmadığına inanan, başarısızlığın tek aktörü Terim olduğunu düşünenleri görünce, Türk Futbolu için umutlanıyorum neredeyse; demek ki her sorunu çözdük, artık başarılı olacağız. Oley! Burada Fatih Terim'in avukatlığını yapacak halim yok. Dünya Kupasına gidemiyoruz, demek ki başarısızdı. Bu kadar basit. Açıkçası Dünya Kupasına katılabilseydik bile bunun Terim'in başarısı olarak görecek kişilerin sayısı az olacaktı, sevinmeyenler bile olacaktı - vahim olan da bu. Fatih Terim yönetimindeki Milli Takım negatif enerji veriyordu, kimse sevinir olmuyordu nerdeyse, kazandığımız maçlar sonrası bile "ama haftaya yeniliriz gör bak" havası hakimdi. Belki bu konuda yeni gelecek Teknik Kadro ile bir rahatlama olur ama sportif başarı gelir mi? Şüphelerim var…

Euro 2008'de elde ettiğimiz yarı final başarısına tesadüf diyecek kadar ahmak değilim ama uzun vadeli planlı programlı bir başarının olmadığı da bir gerçektir. O dönem şartlar uydu, bir dönem içinde iyi çalışıldı, çalışanın hakettiği şans da yanımızda olunca çok başarılı bir turnuva geçirdik. Aynı şey 2002 Dünya Kupası için de geçerli. Orada yukarda saydıklarımın yanında birde iyi bir nesil vardı. Şu anda elimizde böyle çok başarılı bir neslin olduğunu da düşünmüyorum. Asıl sorun da bu; bir türlü futbolcu yetiştiremiyoruz. A Milli Takım'dan hiç bahsetmiyorum. Hangi U takımımız başarılı olmuş son yılllarda? Hangi Ümit Milli oyuncusu için "işte bu çocuk Türk futbolunu kurtaracak" diyoruz, hangi nesil için "4 yıl sonra bunlar taşıyacak Türkiye Futbolunu" diyoruz? Hiç biri için. Hiç kimse için. Grubumuzda Bosna'nın gerisinde, Belçika'nın burun farkıyla önündeyiz. Bu iki takım için "bunlara mı elendik ya, bunlara mı yenildik" diye küçümsedik, oysa onlar derslerini iyi çalıştılar. Şartlara göre iyi takımlar kurdular.

Bosna, İstanbul kadar nüfusu yokken, çok sağlam bir nesil ile 2010 Dünya Kupasına gitmek için yola koyuldu. Belçika'nın başarılı olacağı Ümit Milli Takımlarda aldıkları başarılar ve özellikle 2008 Olympiat oyunlarında belli olmuştu. Belki de Belçika'nın eski Teknik Direktörü Rene Vandereycken biraz daha cesaretli olup, genç oyuncuları elemelerin daha başında oynatsaydı, biz ikincilik için sadece Bosna ile değil, Belçika ile de yarışıyor olacaktık. Türkiye'de çok yetenekli oyuncuların olduğunu herkes biliyor. Ancak yetenek yetmiyor, bu oyunculara gerekli eğitimi vermediğiniz sürece sadece mahalle topçusu olarak evlerinin önünde plastik topları saydırarak saniyelik komşu alkışı alacaklar ama Milli Takım düzeyine hiçbir zaman gelemeyecekler. Bu eğitimi de işsiz kalan eski futbolcular değil, gerçek eğitmenlerin vermeleri gerekiyor. Bunlar sağlanamadığı sürece ne Terim'den, ne de yeni gelecek Teknik Direktör'den ne kısa vadeli ne de uzun vadeli başarı bekleyemeyiz. Bu şartlarda başarılı olmaları mümkün değil. Terim'in yerini alacak olan yeni Teknik Direktörü de şimdiden kovmak için göreve getirmiş olursunuz...

1 yorum:

  1. "Hangi U takımımız başarılı olmuş son yıllarda?" bence işe işte bu sorudan başlamak lazım. Şu an U-20 Dünya Kupası'nda Kosta Rika'yla Birleşik Arap Emirlikleri çeyrek final oynuyor; ama biz yokuz! Şaka gibi...

    YanıtlaSil