27 Ekim 2009 Salı

Federasyon Başkanı da "Saygı" duyuyorsa...

Spor kültürümüz yok, bu yüzden başkalarını örnek göstererek "onlar gibi olalım" diyemiyoruz. Spor kültürü gelişmesi için genel kültürün de gelişmesi lazım ama güzel ülkemizde hergün yaşanan akıl almaz olayları görünce, bu konuda da zaaflarımızın olduğu bir gerçek. Ancak bunu irdeleme düşüncesinde değilim şimdilik, konumuz futbol ve daha detayına inersek "dev (!) derbi" ve yaşanan olaylar. Açıkçası derbiyi kazanan da kaybedende çekilmiyor. Kazanan, sevinmesini bilmiyor, kaybeden nedenlerini araştırıp, gelecekte daha iyisini yapmasını bilmiyor. Galatasaray'ın 10 yıldır deplasman derbisi kazanamaması bu yüzden. Radikal gazetesinde Banu Yelkovan güzel yazmış; Galatasaray, Fenerbahçe derbilerine 2-0 mağlup başlayan bir pişkolojinin içinde. Kamuoyu ve taraftar baskısı nedeniyle maçları mutlaka kazanmak için gidiyor. Kadro gücü olarak tabii ki bunu elde edebilir ama maçları sportif olmayan faktörler nedeniyle uzun zamandır kaybediyor. Mac önceleri kulaklık, çiğnenen sakız, yalancı gülücükler ile gösterilmeye çalışan rahatlık gerçekçi değil, çünkü rahat degiller. Bu konuyu Arda Turan örneğinde daha iyi anlayabiliriz. Derbi maçlarında ortaya koyduğu mantalite inanılmaz. Türkiye'nin tartışmasız en yetenekli futbolcusu tanılmaz bir hale geliyor. Frank Rijkaard'ın Kadıköy'de yaptığı en olomlo hareket Arda'yı erken oyundan almak oldu. Geçtiğimiz yıllarda Hasan Şaş derbilerde Galatasaray'ın kayıp ismiydi, yerini Arda Turan aldı. Bu konuda sabıkalı olan Sabri Sarıoğlu'nun bile sakinleştiği bir derbi ortamında Arda'nın gergin olması, vahim bir durum.Konuşulması gereken başka bir konu stad içinde çıkan olaylar. Bu tip durumları yorumlarken en nefret ettiğim şey "ama diğer stadlarda da oluyor ve olacak" karşılaştırması. Başka stadlarda başka zamanlarda bu olaylar oluyor tabii ki ama şirin gözükme sevdası ve tepki çekme korkusu nedeniyle bir büyük kulübü eleştirirken diğerlerini de içine katmak artık komik oluyor. Güncel yaşıyorsak güncel olaylar Şükrü Saracoğlu'nda yaşandı. Taraflar ve Taraftarlar tabii ki kendilerini savunacak, "büyütecek bir olay yoktu" diyecekler, "çok kötüydü, savaş alanıydı stad" diyecek öbürleri - buna medyanın katılmadığı sürece bu çok doğal. Ama Türkiye'nin bir numaralı futbol adamı olan Türk Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener bütün yaşananlar için "hakemin kararlarına saygı duymamız gerekiyor" açıklamasını yapıyorsa, kanım durmak üzere. Herhangi bir mahallenin herhangi bir ferdinin başına birşey geldiğinde, en azından tepki olarak birileri sahip çıkıyor, bazen tavsip etmediğimiz şekilde cevabı veriliyor olanların ama en azından gerçekçi bir tepki oluyor! Koskoca Federasyon Başkanı ise Başkanı olduğu bir kişinin yaralanmasına "saygı duyumakla" yetiniyor. Yarın birgün stadlarımzıda allah göstermesin Federasyon Başkanı'nın kafasına birşey atılsa ve kafasına dikiş atılsa acaba saygı duyacak mı, o atan kişilerin mensup olduğu takımlar yanacak mı yanmayacak mı? Emin değilim...

0 Okur Yorumu:

Yorum Gönder