VfL Wolfsburg etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
VfL Wolfsburg etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Nisan 2010 Salı

Hakemler önümüzü kesiyor!

Wolfsburglu Ashkan Dejagah böyle haykırsa, kim "bırak komplo teorilerini, işine bak" diyebilir ki? Herşey ortada...

4 Kasım 2009 Çarşamba

Alman Spiker ve Beşiktaş...

Beşiktaş - Wolfsburg maçını yayınlayan Alman Dijital Platformu SKY'in deneyimli spikeri Fritz von Thurn und Taxis, maç esnasında ilgi çekici şeyler söyledi. Paylaşalım...

***

"Beşiktaş taraftarı bunu hep yapıyor. İlk saniyelerde susup, sonra inanılmaz ve muazzam bir gürültü çıkartıyorlar. Stada gelince, herşey diyebilirsiniz ama modern diyemezsiniz"

***

"Wolfsburg'un bu akşam ki en büyük artısı Beşiktaş'ın kalecisi Hakan Arıkan"

***

"Beşiktaş'ta herşey tesadüf üzerine kurulu. Bir sistem gözükmüyor"

***

"Tabata oyun kurucu diye alındı ama bu işi yapamadığını erken anladılar"

***

"Beşiktaş'ın defasında doğru olan birşey yok. Wolfsburg için Beşiktaş defansı cennet gibi"

***
"Beşiktaş taraftarının çıkarttığı ses ölçüldü geçmişte. 105 desibel ses oranı çıkmış, bu oran da o ses makinasının daha fazla ölçemediğinden çıkmış bence. İnanılmaz bir taraftar, Türkiye'de bile benzeri yok"

***

"Beşiktaş taraftarı showa başladı yine. Şunu söylemek lazım; çok yaratıcılar, hep yeni birşey buluyorlar"

***

"Geçmişte Bielefeld gibi bir kulüpte oynayan Michael Fink'in hayali gerçekleşti. 7 haneli bir mitkar kazanıyor, bunu ona Bundesliga'da ödeyen bir kulüp yoktu"

***

Yıldırım Demirören Yeteeer tezahüratı sırasında: "Beşiktaş taraftarı şu an çok heyecanlı. İyi birşey mı kötü birşey mı bağırıyorlar bilmiyorum ama galiba iyi birşey değil…"

3 Kasım 2009 Salı

Bu tercümanları nerden buluyorsunuz?

Beşiktaş - Wolfsburg maçı öncesi, Wolfsburg Teknik Direktörü Armin Veh'in basin toplantısında söylediklerini türkçeye tercüme etmesi gereken elemanın ne türkçesi var ne almancası. Bu sözde tercümanları nerden buluyorlar anlamış değilim. Armin Veh'in tercümanı ile sınırlı değil bu tepkim. Christoph Daum'un ve Frank Rijkaard'ın (son zamanlarda gelişme gösteren) tercümanları ile ilgili de birçok yerde birçok tepki verildi ama özellikle uluslarası maçlarda tek seferlik görev yapan tercümanların nasıl bu işe layik görüldüğünü anlamak mümkün değil. Yakında bu tercümanların yanında bir tercüman daha oturup, kıdemli tercümanın dediklerini tercüme etmek zorunda kalacak.

23 Ekim 2009 Cuma

"Arabayı buraya bir yere çekmiştim ya"

Rüştü'nün derdi büyük...

"Hooop, Alloooo, Damsız girilmez, Beyler!"

Almanlar kendi ülkelerinde Türk kapı görevlilerinden az çekmiyorlar. Çarşamba Akşamı maçta bu zulüm devam etti...

20 Ekim 2009 Salı

Wolfsburg Analizi: Yıldızları & Sistemi

Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'ndeki rakibi VfL Wolfsburg'u yakından tanıyalım...

Diego Benaglio (Kaleci):
İsviçreli geçen Bundesliga sezonunun en iyi kalecilerinden birtanesiydi. Bu sezonun başından beri sakatlık problemleri yaşıyor ve bu yüzden performansı geçtiğimiz sezon kadar istikrarlı değil. Yinede Avrupa'nın en iyi kalecilerinden birtanesi. Pazartesi günü Wolfsburg'daki sözleşmesini 2013 yılına kadar uzattı.

Sascha Riether (Sağbek): Felix Magath'in şampiyon takımında isimsiz kahramanlardan birtanesiydi. Transferinden sonra onu kimse onbirde hatta 18'de bile görmezken, Magath eski Freiburglu oyuncuyu sağbekte oynattı ve Cristian Zaccardo gibi bir oyuncuyu yedekte bekletti. Defansif gücü yüksek bir oyuncu.

Alexander Madlung (Stoper): Geçen sezon satış listesinde olmasına rağmen devamlı oynayan Alman oyuncuyu, sadece defansta değil, hücumda da kafa golleriyle önemli bir silah. Beşiktaş bu oyuncuya duran toplarda dikkat etmeli. Hertha Berlin altyapısından yetişen Madlung defansta ise hatalar yapabiliyor.

Ricardo Costa (Stoper): Sezon başı İspanya transferi kesin gibi birşeydi, ancak antrenmanına bile katıldığı Real Saragossa kulübü transferinden son anda vazgeçti. Sezon başında kadroya bile giremezken, şimdilerde Armin Veh'in vazgeçilmesi. Özellikle Manchester United deplasmanında gösterdiği performans olağanüstüydü. Formunun zirvesinde...

Marcel Schäfer (Solbek): O da şampiyon takımın kahramanlarından birtanesiydi. Solbekte çok önemli işler yapan genç Schäfer, Joachim Löw tarafından Almanya Milli Takımı kadrosuna da çağrıldı. Hem defansta hemde hücumda önemli katkıları var, ancak geçen sezonun formunda olmadığını söylemek lazım. Beşiktaş sağ kanattan etkili olabilirse, gol fırsatları yakalayabilir.

Josue (Defansif orta saha): Takımın beyni ve kaptanı! Josue yoksa, Wolfsburg'da sorun var. Brezilyalı oyuncu takımın yükünü çekiyor ve temposunu ayarlıyor. Bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle Armin Veh'in belkide en önemli oyuncusu. Geçirdiği sakatlıktan sonra formunu yine erken yakaladı.

Makoto Hasebe (Orta saha): Orta sahanın her yerinde oynayabilen Japon futbolcu oyunu iki yönlü oynayabiliyor. Zvjezdan Misimovic'in çoğu zaman süpürücülüğünü üstlenen Hasebe, attığı goller ile de dikkat çekiyor. Ancak Armin Veh Beşiktaş maçında kadro değişikliğine giderse, kadrodan çıkacak ilk isimlerden biri Hasebe olabilir.

Christian Gentner (Orta saha): Günümüz orta saha oyuncularının önemli örneklerinden birtanesi. Oyunu her iki yöne de aynı kalitede oynayabilen Gentner, Almanya Milli Takımı'nın da kadrosunda yer alıyor. Stuttgart altyapılı olan Gentner, güçlü sol ayağı ile önemli gollere de imza attı. Josue ve Misimovic ile orta sahanın önemli silahlarından birtanesi.

Zvjezdan Misimovic (Orta saha): Gerçek bir maestro! Geçtiğimiz sezon 20'ye yakın gol asisti yapan Bosnalı oyuncu, sezon başındaki formsuzluğunu üzerinden atıp yine eski günlerine dönmeyi başardı. Milimetrik pasları ve mükemmel şutları ile her zaman rakip takım için büyük bir tehlike. Vatandaşı Edin Dzeko ile müthiş bir uyum içinde. Beşiktaş'in dikkat etmesi gereken bir oyuncu.

Grafite (Forvet): Geçen sezonun gol kralı büyük sorunlar yaşıyor. Şampiyonlar Ligi'nde Moskova'ya karşı attığı 3 gol dışında varlık gösteremeyen Grafite, Teknik Direktör Armin Veh ile de sorunlar yaşıyor ve son Mönchengladbach maçında kendini yedek kulübesinde buldu. Ancak Beşiktaş maçında tekrar kadroya girmesi büyük bir ihtimal.

Edin Dzeko (Forvet): Çek Cumhuriyeti Ligi’nden gelen bir Bosnalı. "Bu da kim?" demişti herkes Dzeko'nun transferinde. Onun kim olduğunu geçen sezon ve bu sezonun daha ilk haftalarında herkes gördü. Dzeko şu an Avrupa'nın en gözde forvetlerinden birtanesi. Milan'a transferi Wolfsburg'un veto etmesiyle gerçekleşmedi, ancak sezon sonu transferine kesin gözüyle bakılıyor. Sezon başı yaşadığı sorunlardan eser kalmadı, yine çok formda.

Oyun Sistemi: Wolfsburg, hücum futbolunu seven ve oyun düzeni bunun üzerine kurulan bir takım. Felix Magath yönetiminde Bundesliga'nın en golcü takımı başarısını gösteren yeşil-beyazlılar, Armin Veh tarafından biraz daha geriye çekilmek istense de yine eski görüntüsüne döndü. 4-4-2 düzeninde orta sahada baklava formatıyla oynayan Wolfsburg'da zaman zaman Christian Gentner'in Josue'nın yanına gelmesiyle iki defansif orta saha oyuncu ile de oynayabiliyor. Teknik Direktör Veh bu sezon bazı maçlarda 4-3-3 sistemini de denedi. Bu durumda Dzeko ve Grafite'nin yanında Newcastle'den transfer edilen Obafemi Martins'de oynuyor.

31 Temmuz 2009 Cuma

Obafemi Martins, Wolfsburg'da!

Uzun zamandır forvet arayışların içinde olan ve Nilmar, Negredo ve Tuncay gibi isimleri gündemine alan Wolfsburg, Newcastle'den Obafemi Martıns'i alarak, arayışlarını başarılı bir şekilde tamamladı. 2013 yılına kadar imza atan Martins, "Bundesliga, Dünya'nın en güclü liglerinden birtanesi, Almanya Şampiyonu takımında oynayacağım için çok mutluyum" dedi. Edin Dzeko ve Grafite gibi golcüleri olan Wolfsburg'un bu transferle hücum hattı gerçekten müthiş oldu. Orta sahaya da Thomas Kahlenberg ve özellikle Karim Ziani gibi önemli oyuncuları aldılar. Bundesliga yine zevkli ve bol göllü geçecek gibi...

22 Haziran 2009 Pazartesi

9 Haziran 2009 Salı

Hayali gerçek oluyor

Biz susalım, Felix Magath konuşsun: "Wolfsburg'a yeni gelmiştim, Mike Hanke, Diego Klimowicz gibi oyuncular satılmış, takımda forvet kalmamıştı nerdeyse. Transfer için harekete geçtiğim gün menajerler faks yağmuruna tuttu beni. Biri de Edin Dzeko diye bir çocuktan bahsetti. Tanımıyordum ama yardımcım Bernd Hollerbach'ı Bosna'nın Malta'yla oynayacağı maça gönderdim. Dönüşte bana sadece iki kelime söyledi: 'Hemen alalım!' Saraybosna'ya gittim, Edin ve babasıyla buluştuk. İyi bir çocuğa benziyordu, bu da herşeyden benim için önemliydi. Ona dedim ki: 'Senden çok çalışmanı ve büyük hedeflerin olmasını istiyorum'. Bana verdiği cevap mı? 'Bende!' Teplice'den alıp geldik." Gerisini biz anlatalım, o günlerde resimsiz haber olarak haber sitelerinde ve gazetelerde yer alan bu transfer, Wolfsburg'u iki yıl sonra şampiyon yapan nedenlerden biriydi. 26 gol attı Bundesliga'da bu sezon Edin Dzeko. Şene başında verdiği bir röportaj da "hayalimin kulübü Milan" demişti. Hayalleri gerçek oluyor galiba. Milan'ın, Dzeko için 30 Milyon Euro önerdiği ve futbolcu ile el sıkıştığı haberleri geliyor. Ne diyelim, hem Dzeko'yu hemde onu bulan Magath'ı tebrik etmek lazım...

24 Nisan 2009 Cuma

Dövüşmek güzeldir...

Bayern Münih'in güzel bir uygulaması var. Hafta içinde 3,4 kez basın mensuplarını futbolcular ile buluşturuyorlar. Yuvarlak bir masa etrafında gazeteciler ile futbolcular arasında daha sıcak bir ortamda basın toplantıları yapılıyor. Çoğu zaman ilginç diyaloglar yaşanıyor. Bu toplantılara en çok katılan isimlerinden başında Mark van Bommel geliyor.

Malum, Hollandalı'nın kaptan olması itibariyle en çok söz hakkı da ona düsüyor. Dedikleri de çoğu zaman manşetlik oluyor. Lider VfL Wolfsburg'un hafta içindeki antrenmanında Misimovic ile Alvim arasında yaşanan kavgayı yorumlayan Van Bommel, bakın neler söyledi: "Dövüşmek güzeldir bazen. Takımın içinde ruh olduğunu gösterir. Bunlar çok normal şeyler." Schalke takımında da hırçın futbolcuların olduğunu hatırlattığımızda, "güzel, ne yapacağımızı biliyoruz o zaman" diyor. "Ama yanlış anlamayın, dövmeyi kast etmiyorum, kazanmamız lazım." Aksini düşünen mı vardı?