15 Kasım 2009 Pazar

İrish Pub'da İrlanda - Fransa ve İstanbul...

Malum bizim Milli Takım hedefsiz, hocasız ve rakipsiz kalınca, cumartesi akşamı futbol açısından öksüz kaldı. Ümit Milli maçını da canlı veren olmadığı için başka hedeflere yöneldim. Birkaç arkadaş ile yaptığımız "hangi maçı izliyelim" toplantısından "İrish Pub'da İrlanda - Fransa maçı" kararı çıktı. Mekanı da hemen belirledik. Münih'in göbeğindeki "Killians". Rezervasyon için aradığımızda ağır İrlanda aksanı ile Almanca konuşan bir eleman "rezervasyon alamıyoruz, doluyuz ama yinede gelin, belki yer bulursunuz heheh" diye bir "bilgi" aldık. Yapacak birşey yoktu, maçtan bir saat evvel gidersek belki sağlam bir yer kaparız dedik. Sonuç? Evdeki hesap, çarşı dumuru...

Çünkü mekana o gün sadece İrlanda - Fransa maçını izlemeye gelen bir kitle yoktu. İngiltere - Avusturalya Rugby maçını izleyenler de vardı ve açıkçası futbol taraftarından daha ateşli ve daha alkollülerdi. Futbolda "yuhhh adamın ayağını kırdı laynnn" diye gerildiğimiz pozisyonlarda rugbyciler, futbol taraftarının bir taç atılırken içinde bulunduğu sıfır heyecanı içerisindeydi. Açıkçası İrlanda - Fransa maçı o kadar zevksız başlamıştı ki, tek bir kuralını bile bilmediğim Rugby'ye kaydı gözüm devamlı. Birde ağzı burnu kan içinde olan ama elindeki birasını eksik etmeyen bir İrlandalıya. Kiminle dövüştü acaba? Bir Fransızla mı? Mümkün değil! Mekanda sayı olarak çok fazla Fransız vardı ve devamlı tezahürat yapıyorlardı, marşlarını bir ağızdan söylemişlerdi yüksek sesle ve tek bir İrlandalı "ne işiniz var lan burda" demedi. Bu kanlı arkadaş ya evde hanımdan sopa yedi yada sarkıntılık yaptığı garson kızdan.

Maç bir türlü havaya giremedi. Arkadaşlarla Fransa'nın forvet oyuncusu Gignac'ın nasıl telaffuz edildiği tartışmasına girecek kadar canımız sıkıldı bir ara. Kiknak, Jinnyak, Geynayk, Konyak...yaratıcılıkta sınır yoktu. Taraftarların keyfine ise diyecek birşey yoktu. "Come on boys in green" diye bağırıyorlardı devamlı. Arada bir "İrrreeeland", arada bir "ouvvv". Ama beni en dumur bırakan tezahürat "İstanbouuul, İstanbouuul" du. Birşey mi kaçırdım? Ne oluyor? Niye İstanbul? Cevabını bulamadım - bilen de yoktu. Bu arada İngiltere - Avusturalya maçını izleyen kitleden ses gelmemesi de dikkat çekti - maç da devam ediyordu oysa. Ama son duruma bakınca, sessizliğin nedeni anlaşıldı: Avusturalya 46 - İngiltere 16. Bizim futbol maçında daha şut yokken adamların maçına bak - rezalet...Tam futbolun ne kadar sıkıcı bir spor olduğu hakkında panel düzenlerken, eski Fenerbahçeli Anelka maça yakışır bir gol attı. Kötü bir şut, birinin kalçası topun yönünü değiştiriyor, kaleci ters köse ve gol. Killans'deki Fransız taraftarı coşarken, İrlandalılar birbirlerine bakıp "come on boys in green" temposuna devam etti. Oysa ekranda "boys in çaresizlik" filmi vardı. Maç 1-0 bitti. Fransızlar sevinçli, İngilizler ve İrlandalılar ortak bir üzüntü içinde, Guiness siparişleri peşpeşe...ben ise "niye İstanbul" soru işaretleri içinde yeşil gecede kayboldum...

0 Okur Yorumu:

Yorum Gönder