13 Temmuz 2011 Çarşamba

Ya bunların hepsi sahteyse?

Spor Toto Süper Lig’in 1. Haftasıydı; ligin yeni ekibi Karabükspor, büyüklere kafa tutacak hücum silahlarıyla lige iddialı giren Manisaspor’u 2-1 yenmişti. Müthiş forvet oyuncuları Emil Angelov ve Emmanuel Emenike iki gol atıp, Karabükspor’un başarılı sezonunun habercileri olmuştu. Aynı hafta Sivasspor da Galatasaray’ı müthiş bir mücadele sonucu 2-1 yenmişti.

Ligin ikinci haftasında Trabzonspor ile Fenerbahçe, Pazartesi akşamını tam bir şölene çevirmişti. Müthiş bir Futbol, müthiş bir mücadele, müthiş goller ve bu iki takımın Şampiyonluk yarışının en önemli iki adayı olacağını aslında o gün anlamalıydık. Tabii ki İstanbul Büyükşehir Belediye Spor’un, yıldızlar karması Beşiktaş’ı İnönü’de 2-0 yenmesini de unutmamak lazım…

3. Hafta da hala unutulmadı; Manisaspor, Fenerbahçe’ye kafa tutar gibiydi, ancak Şükrü Saracoğlu’nda hesabı Mamadou Niang kesmişti. Bu adam bu lige çok renk katacak, eski Marsilyalı forvetin müthiş katkısı o günlerde belli olmuştu. Bir de ligin yeni ekibi Bucaspor ile sevinmiştik; Süper Lig’te ilk galibiyetlerini Gençlerbirliği karşısında almışlardı ve bir zamanlar Manchester United formasını giyen Manucho da ilk golünü atmıştı…

4. Haftayı da hatırlıyor musunuz? Trabzonspor, Sivasspor’u tam 6-1 gibi bir skorla geçmişti. Artık bizleri o inanılmaz tekniği ile neşelendirmeyecek olan İbrahima Yattara iki güzel gol atmıştı Avni Aker’de. Sonra kayıplara karışan Teofilo’nun da iki golünü unutmamak lazım tabii ki. Bir de Kayserispor’un Fenerbahçe’yi yenmesi damgayı vurmuştu o hafta. Genç oyuncu Furkan Özcal’ın gol sevinci görülmeye değerdi. O hafta bütün kanallar Furkan’ı konuşacaktı.

Hemen pes etmeyin, devamı var…

10. hafta oynanan Bursaspor – Fenerbahçe maçını hatırlıyor musunuz? Ne mücadele ama! İki takımı da ayakta alkışladık. İlk yarıda Fenerbahçe, ikinci yarıda Bursaspor üstün oynadı ve maç 1-1’lik sonuçla bitti. Bu arada Kayserispor da, Kasımpaşa’yı deplasmanda 2-1 yenerek üçüncü sırayı kapmıştı. Şota Arveladze’nin katkısı daha o günlerde belli olmuştu.

16. Hafta da Galatasaray – Gençlerbirliği maçını kim unutabilir ki? Galatasaray’ın efsane Ali Sami Yen Stadı’ndaki son maçıydı ama Galatasaray o kadar bitik bir haldeydi ki, Ankara ekibine teslim olarak mabedi olan Sami Yen’in son maçında 2-0 yenildi. Bu arada Stanislav Sestak da Fenerbahçe’yi adeta tek başına yenerek, Istanbullu sarı lacivertli ekibi sıkıntılı bir döneme sürükledi.

Gelin ligin ikinci yarısına da bakalım; 19. hafta da Bucaspor, Kasımpaşa’yı 4-0 yenerek ligde kalma yolunda öyle bir ümitlendi ki. Bu arada Fenerbahçe, müthiş bir ikinci yarının habercisi olan Trabzonspor maçında yüksek performansıyla 2-0 galip geldi. Bursa’da Kenny Miller Süper Lig’de ilk golünü Galatasaray’a atmıştı.

23. Haftaya da geldik; Trabzonspor – Kayserispor maçında tam tamına 6 gol atılmıştı ve bu golleri iki takım paylaşmıştı. Ankara derbisinde ise Gençlerbirliği, Ankaragücü’nü yine 6 gollü bir maçta 4-2 yenmişti. İzlerken nefeslerimizi tutmuştuk ve iki takımı da alkışlamıştık. Orhan Şam’ın önce kendi kalesine, sonra doğru kaleye gol atması da maçı ilginç kılan noktalardan birtanesiydi.

Geldik ligin 28. haftasına; Burak Yılmaz’ın sessiz Türk Telekom Arena’da Galatasaray’a attığı ve galibiyeti getiren gol sonrası „Anneeee“ haykırışını unutamadık. Eskişehirspor – Fenerbahçe maçının ilk 14 dakikasında üç gol vardı ve hop oturup, hop kalkmıştık.

30. hafta da yine gol yağmuru vardı; Fenerbahçe o efsane dönüşlerinden birtanesinde 3-1 geriye düştüğü Bucaspor maçını deplasmanda 5-3 kazandı. Maçtan sonra Daniel Guiza canlı yayında ağlaması milyonları etkilemişti. Gaziantepspor ise ikinci yarıdaki müthiş çıkışını Antalyaspor maçında devam ettirdi ve 2-1’lik bir galibiyet elde etmişti. Galatasaray – Kayserispor maçında ise Gökhan Zan’dan beklenmedik güzel bir gol gelmişti.

32. Hafta da artık Şampiyonluk yarışı iyice kızışmıştı. Karabükspor – Fenerbahçe ve Bucaspor – Trabzonspor maçlarında herkesin kulağı bir tarafta, gözü bir taraftaydı. Fenerbahçe, Karabükspor’u Lugano’nun golüyle zor geçmişti, aynı şekilde Trabzonspor son dakikada gol yiyip, bütün sezon eleştirilerin odak noktası olan Umut Bulut ile galibiyeti bulmuştu.

33. Hafta da Alex Show vardı; 6-0’lık Fenerbahçe – Ankaragücü maçında 5 gol birden atmıştı ve başta Kadıköy olmak üzere bütün Türkiye’yi ayağa kaldırmıştı. Trabzonspor da kendi evinde Büyükşehir’i yenerek takibi bırakmamıştı. Burak Yılmaz başta olmak üzere tüm takım Şampiyonluk ümidini kesmemişti ve son haftaya taşımıştı şansını…

…ve son hafta! Sivasspor – Fenerbahçe maçında tam yedi gol! Korcan Çelikay ve Volkan Demirel’in hataları maça damgasını vurmuştu, Alex’in serbest vuruştan bulduğu gol ve Erman Kılıç’ın müthiş mücadelesi de diğer notlar. Trabzonspor, Karabükspor’u deplasmanda 4-0 ile çok net bir skorla geçse de, Şampiyon ikili averajdaki üstünlüğü ile Fenerbahçe olmuştu. Bucaspor ise, Kayserispor ile 3-3 berabere kalarak lige gollü “elveda” dedi.

Spor Toto Süper Ligi 2010/2011 sezonu 14 Ağustos 2010’da başlamış, 22 Mayıs 2011 de son düdükle bitmiş. Hayatımızın 281 gününde Süper Lig heyecanı ile yaşamışız. 612 maçta 838 gol atılmış. Bazı maçları yıllar boyu unutmayacağız, bazı golleri hep hatırlayacağız. Bu süre içinde tuttuğumuz takımlar ile sevindik veya üzüldük. Kızdık, sevindik, ağladık, güldük…

Son günlerde ise bazı kimseler bazı şeylerin doğru gitmediğini iddia ediyor. Ligin üzerinde bir şaibe olduğunu söylüyor. Bir tedirginlik hakim oldu…

Ya bunların hepsi gerçekten sadece iyi hazırlanmış ve sahnelenmiş sahte bir oyunsa? Ya 281 gün boyunca sadece tiyatro izlediysek? Bazı insanların kötü emelleri nedeniyle hayatımızdan 281 gün verip, gerçek sandığımız ve gönül verdiğimiz Futbolumuz gerçekten sahteyse?
Aldatılmış hissederiz kendimizi, hatta terk edilmiş ve hiçe sayılmış duygularına sahip oluruz. Belki de birdaha o tutkuyla sevmeyiz, belki de o güveni duymayız bir daha. Tıpkı sevgilisi tarafından aldatılmış ve barışmış gözüken insanlar gibi hissederiz kendimizi. Hiçbirşey eskisi gibi olmayacak o zaman.

Spor sevgisini, ihanet duygularını ve aldatılmışlık hislerini köreltmiş bazı insanlar „Şike olsa da farketmez, buna göz yumarız“ dese de, kendi çıkarını, cebine girecek parayı, marka değeri diye tanımladığı bomboş nesneyi kurtarmak için çaba gösterenler olsa da, biz Futbolseverler, biz Futbolun gerçek sahipleri, bu senaryoların doğru çıktığı vakit hiç bir zaman hiç birinizi affetmeyeceğiz.

0 Okur Yorumu:

Yorum Gönder