4 Ekim 2010 Pazartesi

Schweinsteiger’siz Almanya


Joachim Löw’e „hangi oyuncun sakatlanmasın“ diye – kabul edelim ki saçma olan - bir soru sorsanız, ilk önce tuhaf bir bakış atar ama zorlasanız mutlaka „Bastian Schweinsteiger“ diye cevap verir. Bu Bayern Teknik Direktörü Louis van Gaal için de geçerli. Geçen yılların sol açığı Schweinsteiger, Euro 2008’den beri hem Milli Takım’da hemde kulübünde merkeze alınıp, bambaşka bir oyun karakterine büründü.

Dilimizden eksik etmediğimiz oyunu iki yönlü oynayan oyuncunun prototipi Schweinsteiger’dir. Bundesliga’da geçen sezon topa en çok sahip olan futbolcu olmuştu Schweinsteiger (ikinci sırayı Nuri Şahin aldı bu arada). Bayern ve Milli Takım hücuma kalktığında ilk topa Schweinsteiger’e gelir, oyun ve topun yönünü o belirler oldu. Michael Ballack’ın Milli Takım’da tartışılmadığı günlerde bile Schweinsteiger çok daha önemli bir oyuncu olmuştu.

Euro 2012 Eleme Grubu’nda karşılaşacağımız Almanya, grubun gidişatı açısından çok önemli olan Türkiye maçına Schweinsteiger’den yoksun çıkacak. Sakatlığı nedeniyle hem Türkiye, hemde Kazakistan maçlarında yok. İnanıyorum ki, Bayern Teknik Direktörü Louis van Gaal bu zorlu dönemde, Schweinsteiger’in en azından Bayern maçlarına yetişmesi için dua ediyordur.

Löw ise yeni arayışların içine girmek zorunda. Schweinsteiger’in birebir bir yedeğinin olmadığını peşinen söylemek gerekiyor. Löw’de sakatlanan Schweinsteiger’in yerine yeni bir oyuncuyu da davet etmedi kadroya. Schweinsteiger’in yerine oynayacak oyuncuyu mevcut kadrodan bulacak. Ön plana üç aday çıkıyor. Bunlara bir göz atalım…

Toni Kroos: En yakın gözüken aday Bayern Münih’in genç oyuncusu Kroos. 2010 Dünya Kupası’nda İspanya maçı öncesi Sami Khedira’nın sakatlığı söz konusuyken, Löw’un adayı Kroos olmuştu. Ancak Khedira’nın düzelmesinden sonra, Kroos yine ofansif bölgede yerini aldı. Kroos’da Schweinsteiger gibi kanatlarda ön plana çıkan ama ilersi için merkez oyuncusu olarak görülen bir oyuncu. Oyun zekası üst düzeyde, ofansif anlamda Bundesliga’nın en yetenekli oyuncularından birtanesi. Oyunu okuma yeteneği Mesut Özil’in de önünde. Ancak defansif anlamda bu kadar güçlü olmaması şu an için bir handikap. Schweinsteiger’in yerine oynarsa, yanındaki Sami Khedira’nın defansif oyunda yükü bir hayli fazla olacak.

Christian Träsch: Löw’un en sevdiği öğrencilerin arasında. „Ne iş olsa yaparım abi“ gillerden. VfB Stuttgart ve Milli Takım’da oynamadığı mevki nerdeyse yok. Sağ bek ve defansif orta saha tercih ettiği bölgeler. 2010 Dünya Kupası öncesi amatör bir takım ile yapılan hazırlık maçında sakatlanmasaydı, Güney Afrika’ya kesin olarak gidiyordu ve oynama şansı yüksekti. Kroos’un aksine defansif becerileri yüksek. Ofansif anlamda potansiyeli olsa da, bazen cesaret eksikliği nedeniyle kendini gösteremiyor. Mücadeleci bir oyuncu, Emre Belözoğlu ve Mehmet Aurelio’ya cevap verebilecek bir yapısı var. Löw, Türkiye karşısında daha defansif bir yapıyı tercih ederse, oynama şansı yükselir.

Heiko Westermann: Asıl görevi stoper olsa da, özellikle Schalke’de orta sahada oynadığı birçok maç oldu. Ancak o da Träsch gibi daha çok defansif yönleri güçlü bir oyuncu. Oyun kurma konusunda becerikli olduğu söylenemez. Yeni transfer olduğu Hamburg’da hazırlık maçlarında orta sahada denense de, sezona stoper olarak başladı ve orada devam ediyor. Löw’un sevdiği bir oyuncu, duran toplarda da her zaman çok tehlikeli ve kritik gollere imza atmıştır. Ancak Schweinsteiger’in yokluğunda, Westermann’ı oynatmak, oyun merkezini geriye çekme anlamına geliyor ve özellikle Almanya’daki maçlarda Löw’un bu denli köklü bir format değişikliğine gitmesi süpriz olur.

Alman kamuoyu, Schweinsteiger’in yokluğunda Werder Bremenli Torsten Frings’in çağrılması konusunda baskı yapsa da, Löw, tecrübeli oyuncuyu kesinlikle düşünmüyor. Tempolu bir futbol öngören Löw, Frings’in oyun hızını düşük buluyor. Bu yüzden de, yukardaki adaylardan en ağır basanı Kroos olduğunu söylemek lazım.

Yazı, NTV Spor'da yayınlanmıştır.

0 Okur Yorumu:

Yorum Gönder