30 Haziran 2009 Salı

İlhan Mansız Futbola Dönüyor!

Beşiktaş'ın ve Türk Milli Takımı’nın eski yıldızlarından İlhan Mansız tekrar yeşil sahalara dönme hazırlıkları içinde. Almanya'nin 2. Lig kulüplerinden 1860 Münih'te denemeye alınan İlhan, beğenildiği taktirde sözleşme imzalayacak. Samsunspor, Beşiktaş, Vissel Kobe ve Ankaragücü gibi kulüplerde oynayan İlhan, daha sonra Televizyon kanallarında değişik projelerde yer almıştı. Yaşadığı Münih kentindeki 1860 kulübü transfer arayışlarında, maliyeti ucuz futbolculara yönelince, gündeme İlhan Mansız geldi.

Bonservisi elinde başka iki futbolcu ile denemeye alınan İlhan, yaptığı açıklamada "tekrar kendimi ispat etmek istiyorum" ifadesini kullandı. Teknik Direktör Ewald Lienen ise İlhan'in dayanıklık testlerinde iyi bir görüntü çizdiğini ifade ederek, "şimdi futbol-teknik idmanlarındaki durumunu değerlendireceğiz" açıklamasını yaptı. İlhan’ın herhangi bir sakatlığı olmadığı açıklandı. İlhan'in cuma günü bir hazırlık maçında forma giyeceği ve beğenildiği taktirde sözleşme imzalayacağı bildirildi.

25 Haziran 2009 Perşembe

"Bir daha sakın deneme!"

Schalke'de Felix Magath dönemi resmen başladı. Ilk antrenmanı 4.000 kişi (!) izledi ve Magath canım cicim ayları dinlemeden daha ilk günden kartvizitini bıraktı sahanın ortasına. Idman sonrası basın toplantısında bazı futbolcuların temposunu beğenmediğini söyledi, isim de verdi: "Albert Streit ve Carlos Grossmüller bugün öyle çalıştılar ki, bir daha denemezler umarım - sadece bu ikisi için demiyorum, bikaç kişi daha vardı..." Bitmedi..."Schalke'de bugüne kadar çok konuşulmuş, az çalışılmış. Ben buraya çok çalışılması, az konuşulması için geldim." Birde Aragones'e çok sert hoca diyorlardı...

Bayern Münih 2009/10

Bayern Münih kötü geçen bir sezonun ardından transfer de oldukça hareketli bir dönem geçirdi. Bu gördüğünüz kadroya bir iki takviye de yapılabilir. Şu an Schalke'nin kalecisi Manuel Neuer ile Chelsea'nin sağbeki Jose Bosingwa gündemde. Alman kulübünün yönetimi bonservis sorununu cözmeye çalışıyor. Bu kadar transferden sonra kadroda inanılmaz bir forma savaşı olacak. Yukardaki onbirin içinde yer vermediğim isimler Avrupa'nin birçok takımında banko oynar: Luca Toni, Ivıca Olic, Bastian Schweinsteiger, Mark van Bommel, Tim Borowski, Jose Ernesto Sosa, Breno, Daniel van Buyten ve diğerleri...Yeni Teknik Direktör Louis van Gaal'in işi kolay olmayacak.

İkinci şansı kullanmak

Geçen sezonun başındaydı. Nuri Şahin, kiralık oynadığı Feyenoord'tan Borussia Dortmund'a geri dönmüş ama bu dönüşe pek sevinen olmamıştı. Daha da ötesi Dortmund, Nuri'yi elden çıkartmak için yol aramıştı. Türkiye'den gelen teklifler Nuri'yi cezbetmedi. Transferi gerçekleşmeyince, Dortmund'ta yapacağı tek birşey kalmıştı: çalışmak! Nuri çok çalıştı, antrenmanların yıldızıydı ve Teknik Direktör Jürgen Klopp bir müddet sonra onu gözardı edemedi.

Bir sene sonrasına gelelim. Dortmund'un yeni sezon hazırlıklarına daha başlamadı ama tesislerde yine çalışan bir isim var tek başına: Nuri...Yeni sezona iyi hazırlanmak istiyor oysa ilk 11'deki yeri nerdeyse garanti gibi. İyi bir ilk yarı, müthiş bir ikinci yarı geçirdi Bundesliga'da. Orta sahada gizli lider gibi hem defansına yardımcı oldu, hemde ofansif oyuna katkı sağladı. Şimdilerde Dortmund yönetimi, Nuri ile sözleşme yenilemek için nabız yokluyor. Artık herşey Nuri'nın ellerinde. Nuri'ye ikinci bir şans verildi ve o bunu sonuna kadar kullandı.

23 Haziran 2009 Salı

Lucio yol ayrımında

Yıllardır bizim transfer basınımızın göz bebeğiydi. Fenerbahçe mutlaka stoper arayışlarına girer ve mutlaka Bayern Münih'li Lucio için ya "nabız yoklardı" yada "Juan Fiğer'i aracı olarak" kullanırdı. Böyle bir transferin münkün olmadığını cümle alem bilirdi, cünkü Brezilya Milli Takımı'nın kaptanı Lucio, Bayern Münih'in de en önemli futbolcularından birtanesiydi. Ama şimdi futbolcu ve kulüp arasına kara kedi girdi. kicker dergisi ve BİLD gazetesi, yeni Teknik Direktör Louis van Gaal'in, Lucio'yu ilk onbir de düşünmediğini yazdı. Konfederasyon Kupası kampinda bulunan Lucio da henüz söylenti statüsünde olan bu durumdan çok alınıp, "beni düşünmüyorlarsa söylesinler. Artık bir saniye bile Bayern Münih formasını giymem. Benim ne ilk nede son kulübüm Bayern Münih'tir" dedi. Uli Hoeness tatilde, dönüşünde baya işi var...

Al Gülüm Ver Alonso Dünyası

Yoksa nasıldı o deyim ya? Sen ver Fernando Alonso'ya 1997 model formayı, yerine son model kasketini al. Bu nasıl bir alışveriştir? Cantona iyi is çıkarttı ama hiç çaktırmıyor...

1.000.000.000

Real Madrid Başkanı Florentino Perez, 94 Milyon Euro'ya getireceği Cristiano Ronaldo'nun sözleşmesine tam 1 Milyar Euro'luk bir madde ekletmiş. Buna göre, Ronaldo'yu almak isteyen kulüpler bu fiyatı ödemek zorunda. İspanya'da bütün profesiyonel kulüplerde her futbolcu için böyle maddeler olur, ancak çoğu semboliktir. Bu da onlardan birtanesi gibi gözükse de, Perez'in bunu, Futbol kulüplerini oyuncakları gibi kullanan bazı Şeyh'lere karşı bir önlem olarak yaptırdığı söyleniyor. Marca'nin bu konudaki başlığı yaratıcı: "Anti-Şeyh-Maddesi"...

22 Haziran 2009 Pazartesi

Adnan Sezgin nerde?

Adnan Polat, Frank Rijkaard'ı tanıttığı basın toplantısında yurtdışı transferlerdeki sorumluluk Haldun Üstünel'de olduğunu, yurtiçi transferde ise Adnan Sezgin'in sorumlu olduğunu söylemişti. Bu yüzden Rijkaard'ın toplantısında Üstünel'in bulunması doğal bir durumdu. Galatasaray geçtiğimiz günlerde iki yerli transferini basına tanıttı. Hem Bursaspor'dan alınan Mustafa Sarp, hemde Beşiktaş'tan süpriz bir sekilde getirilen Gökhan Zan transferlerinde yine Haldun Üstünel vardı bu futbolcuların yanında. Yurtiçi transferden sorumlu ve verilen görev gereği bu transferleri bitirmiş olması gereken Adnan Sezgin ise ortalıkta gözükmedi. Ya Sarp ile Zan yurtiçi transferi olarak sayılmıyor Galatasaray'da yada Adnan Sezgin basın toplantılarını boykot etmeye başladı.

Galatasaray'da olan bitenler

Gökhan Zan transferi çok mantıklı. Yerli ve Milli bir oyuncu, tecrübeli, bölgesinde transfere ihtiyaç vardı ve en önemlisi bonservisi elinde. Forumları takip ettim. Beşiktaşlılar "oh gitti" diyor ancak yabancı kontenjanı dolup taşarken, önemli yerli bir oyuncuyu kaybetmek, özellikle Mustafa Denizli'yi kızdıracaktır. Beşiktaş bir an önce şampiyonluk sarhoşluğundan uyanmalı yoksa bu işin sonu hüsrana doğru gidiyor.

Ferdi Elmas ayrıldı. Frank Rijkaard'in geldiği gün, "en çok Ferdi mı sevindi" diye bir soru sormuştum. Sevinci kursağında kalmıştır Ferdi'nin. Ya bir Anadolu Takımı yada Hollanda'da bir takıma transferi söz konusu olabilir.

Lincoln yine yok. Süpriz olmadı, cünkü hem Lincoln'un hemde Brezilyalıların huyudur bu. Schalke'deki en verimli dönemlerinde bile geç gelirdi. Ayrıca Ronaldınho ve Eto'o gibi futbolcular ile de aynı "tatil uzatma" sorunlarını yaşamış bir isimdir. Yeni bir tecrübe değil onun için. Frank Rijkaard onu göndermeyi kafaya koymuşsa, daha önceden karar vermiştir, bu gecikmeyle gelen bir karar olmayacaktır.

Sivasspor'dan Hayrettin Yerlikaya transferi konuşuluyor. Karşılığında Aydın, Özgürcan ve Mehmet Güven teklif edilmis. Böyle bir düsünce içinde olmadığını zannediyorum Galatasaray yönetiminin. Bu üç değerli futbolcuyu, Süperlig için yeterli ama Galatasaray'da direk oynayacak kapasitede olmayan bir oyuncuyla takas etmeyeceklerdir.

Maç Anlatımı, TRT ve Süperlig

Konfederasyon Kupası'nda TRT'nin deneyimli spikerleri Erdoğan Arıca ve Kerem Öncel yine güzel maç anlatımları ile dikkat çekiyor. Yalçın Çetin ve Levent Özçelik gibi isimleri de unutmamalı tabii ki. Kendi takımlarımızın yer almadığı maçlarda spikelerimiz oldukça rahat ve eleştirisel (böyle bir kelime yoksa uyarın lütfen) yorumluyor maçları. Özellikle Kerem Öncel İtalya - Brezilya maçında bu konuda çok olumlu bir izlenim bıraktı bende. Keşke Türkcell Şüperlig maçlarında Lig TV spikerleri, diğer maçlardaki diğer spikerler, maçlarda anlatıcıdan daha çok yorumcu olarak boy gösterseler, iyi bir sonuç çıkacağından eminim. Çünkü bu ülkenin spor basınında futbolu en iyi onların bildiklerinden eminim.

Wolfsburg 2009/2010 Formaları

21 Haziran 2009 Pazar

Bu nasıl bir Haber?

Transfer haberleri aldı başını gidiyor bu günlerde. Doğaldır, Dünya'nın her yerinde böyle ama ülkemizde bu haberler biraz daha yoğun. Ama bazen "bu ne ya" dedirtten haberler (!) de çıkmıyor değil. Bugün yine böyle bir habere rastladım, ancak bu sefer "Messi G.Saray'da", "Ibrahimovic Fener'de", "Drogba Trabzonspor'da" tarzında bir haber değil. Daha vahimi...DHA'nin servis ettiği bir haber de, Christoph Daum'un istediği oyuncuların bir listesi yayınlandı. Daum, bu futbolcuları Fenerbahçe'ye aldırmak istiyormuş.

İşte o Liste:

Taner Yalçın - FC Köln
Emre Öztürk - Sandhausen
Alper Akçam - Kaiserslautern
Ömer Toprak - Freiburg
Cenk Güvenç - Offenbach
Tufan Tosunoğlu - Offenbach
Deniz Yılmaz - Bayern Münih
Sefa Yılmaz - Wolfsburg
Deniz Ayrancı - İsveç ligi
Ergün Berisha - Grashoppers

Bu oyuncuların arasında biri dikkatinizi çekti mi? Mesela Ömer Toprak ismi birşeyler hatırlatıyor mu? Şu an ne bu futbolcunun ne de kulübü SC Freiburg'un aklının ucundan transfer geçiyor Ömer'le ilgili. 19 yaşında şu an tekrar futbol oynamak için özel bir hastanede zorlu bir mücadele veriyor. Duymayanlar için hatırlatalım: Ömer tatili sırasında, go-kart pistinde bir kaza geçirdi ve bu kazada aracının benzin deposu patlamıştı. Genç oyuncu ağır bir şekilde yandı ve yaklaşık iki haftadır yoğun bakımda. Cilt hastalıkları ve nakli ile ilgili uzman bir klinikte tedavi altında. Kulübü herhangi bir bilgi vermek istemiyor durumuyla ilgili. Ne kadar vahim olduğunu insanlar tahmin bile edemiyor. Ömer sağlığına kavuşsa bile (dualarımız onunla!) sahalara dönmesi aylar, belki koca bir sezon sürecek. DHA gibi ciddi bir kurumun, böyle bir haberi yaparken, bu durumu atlaması, üzücü. Türkiye'de en güvendiğim ajanslardan biri olan DHA'ya gerçekten böyle bir istihbarat geldiyse, bu üzücü olayı kesin olarak bildiğini zannettiğim Daum'un, böyle bir listeyi verdiğine inanmıyorum. Mutlaka bir yanlış anlaşılmadır. Başka türlüsü kabul edilemez...

20 Haziran 2009 Cumartesi

Trabzonspor'da son aday Berti Vogts

Gelen haberlere göre Trabzonspor, Teknik Direktörlük konusunda Klaus Toppmöller'den sonra bir Alman çalıştırıcıya daha yöneldi. Şu an Azerbaycan Milli Takımı'nın başında olan Berti Vogts'a teklif götürülmüş. Yıllık 1 Milyon Euro teklif edilmiş. Sorun şu an Azerbaycan Federasyonu gibi gözüküyor; Vogts'u bırakmak istemiyorlar. Bakalım zaman ne gösterecek.

Keyifler yerinde...

Futbolun yaramaz ama yetenekli çocuğu Adriano, Flamengo'da huzuru bulmuş gibi gözüküyor. Ne kadar böyle devam edecek? Bahisler açılmıştır...

Atouba'ya Beşiktaş kazığı

Geçtiğimiz günlerde Kamerunlu oyuncu Thimothee Atouba, İstanbul'daydı. Şözde Beşiktaş için gelmişti, menajeri (!) Kahraman Arslan öyle diyordu en azından. Ama şimdi ortaya çıkanlar ilginç: Ne Kahraman Arslan menajer, ne de Atouba Beşiktaş'ın gündeminde. Siyah Beyazlı yönetimin yaptığı "ilgimiz yok" açıklaması basına inandırıcı gelmese de, doğru oldugu ortaya çıktı. Menajer (!) Kahraman Arslan'a gelince: İstanbul'a gitmek için eşinden para almış ve Atouba ile İstanbul gecelerinde alem yaptıktan sonra ortalıktan kayboldu. Atouba öfkeli: "Bütün masraflar bana kaldı". Bu sahte menajerlerden Türk futbolu çekmeye başladı son dönemde. Açıkçası Atouba'nın "Doğuştan Beşiktaşlıyım, Yaounde Beşiktaşlılar Derneği Başkanıyım, tüm ailem de Beşiktaşlı" demesini bekliyordum. Demedi...Transferin gerçekleşmemesi daha hayırlı olmuş.

18 Haziran 2009 Perşembe

Galatasaray 2009/2010


Transfer Gündemi | Code 180609

Servet Çetin, Marsilya yolunda. Defansa zaten transfer yapmak isteyen Galatasaray, şimdi iki stoperin peşine düşecek. Transferlerin biri Lucas Neill olabilir.

Hamit Altıntop gündeme devamlı geliyor, ancak transferi mümkün değil. İkiz kardeşi Halil Altıntop ise Schalke'den ayrılabilir. Başta Galatasaray olmak üzere büyük takımların gündeminde.

Ümit Karan'in bir Alman kulübü ile anlaşacağı haberleri geliyor. Bu, Michael Skibbe'nin Eintracht Frankfurt'u olabilir mi? Olabilir.

Juninho söylentileri sona erdi. Devamlı Galatasaray ile anılan Brezilyalı, Katar'da bir kulübe resmen imza attı. Yıllık maaşı net 2,5 Milyon Euro.

Fenerbahçe'nin gündeminde olan Luca Toni, Bayern Münih'te kalacağını söyledi. Alman kulübün yakın kaynaklarından aldığımız bilgilere göre, Fenerbahçe'nin de böyle bir girişimi olmamış bügüne kadar.

Thimothee Atouba, Beşiktaş için İstanbul'da ama ne derece yararlı olur, merak konusu. Müzmin bir sakat, ayrıca devamlı problem çıkaran bir isim. Yeteneği tartışılmaz ama dertten başka birşey transfer etmez Beşiktaş.

Cesur Yürek Cannavaro

Aklıma nedense Acun Ilıcalı geliyor resmi görünce...

Uçak da olabilir..

Bir ara Galatasaray'in da gündemine gelen Thomas Ujfalusi araba ve hız meraklısıdır. Madrid sokaklarındaki Ferrari turlarından sonra şimdi bir son model Bugatti ile dolaşmaya başladı Atletico'lu futbolcu. Varmı ötesi? Var, var! Ujfalusi 140.000 Euro'ya bir helikopter satın alacakmış. Tünelin sonunda bir uçak alışverişi gözüküyor sanki...

15 Haziran 2009 Pazartesi

Henrique Adriano Buss ve Galatasaray

Galatasaray'ın yapacağı transferler ile ilgili sayısız isimler konuşuluyor. Bunlardan birtanesi de Henrique. Barcelona'nın genç yeteneklerinden bir olan Brezilyalı, geçen sezon Bayer Leverkusen'de kiralık oynadı. Kiralık gitmesine rağmen transferi çok uzun sürdü, Bayer Leverkusen satın almak istedi, vermediler, satın alma opsiyonu istedi, yine vermediler. "Bizde kiralık alalım bari" deyip, transferi gerçekleştirdiler. Gelen bilgilere göre Barcelona kiraya verirken, "ilk 11 oynama mecburiyeti" maddesini koydurmuş. Bundesliga'da gerçekten iyi maçlar çıkarttı, genç yaşına ve yabancı bir ülkede oynamasına rağmen çekinmeden sert futbolu ile dikkat çekti. Galatasaray bu transferi gerçekleştirebilirse, iyi bir iş çıkartır ama kiralık olarak değil.

13 Haziran 2009 Cumartesi

Günün Videosu | Rooney'nin Misafirleri

Bülent Korkmaz, Oğuz Çetin ve Rıza Çalımbay olmak

Futbolda artık herşey profesiyonellik üzerine kurulu. Bu yeni birşey değil, kabul etmek de gerek. Futbolda romantizmi ve amatör ruhunu aramak, son model arabasını bedavaya veren birini aramak gibi birşey. Belki vardır ama bulmak imkansız gibidir. Ama bu profesiyonelliğe, bu antiromantizme rağmen insanlar yinede tutunacak bir dal arıyor. Bir haftadır konuşulan Mehmet Topuz transferi maalesef genelde iki kulübün gözlüğünden konuşuldu. Fenerbahçe'yi tutanlar, Beşiktaş'ın tavrını eleştiriyor, Beşiktaşlılar hem Fenerbahçe'yi hemde Kayserispor'u yerden yere vuruyor. Mehmet Topuz ise bu zaman içinde „sadece Beşiktaş“ diyor başka birşey demiyor. "O tutunacak dal, o umut ışığı Mehmet Topuz mu" diye düşünmedim değil bir ara. Hukuk, Transfer Koşulları, Federasyon Kuralları bir tarafa, bir futbolcu istediği ve tuttuğu takıma "ne pahası olursa olsun" gitmek istiyor, gönül verdiği takımın armasını taşımak istiyor, paraya ve futbolu sadece takım elbise içinde izleyenlerin dayatmasına inat, istediği yerde oynamak istiyor. Pardon, öyle değilmis. Bizi böyle kandırdılar. Mehmet Topuz "50 Milyon Euro verseler oynanam" dediği Fenerbahçe'de oynayacak gelecek sezon. Dedik ya, profesiyonellik, bunlar normal ama profesiyonellik makyajıyla insanları aptal yerine koymak da işin başka bir boyutu.

Bir futbolcu takım tutar, lafım olmaz. Futbol ile ilgilenen herkes bir takım tutar.
Bir futbolcu takım tutar, başka takımda oynar, lafım olmaz. Galatasaray'da oynayan Fenerliler, Fenerbahçe'de oynayan Galatasaraylılar var. Herkes bilir.
Bir futbolcu takım tutar, bunu açıklar ama yinede başka takımda oynar, lafım olmaz. Selçuk Yula,Tanju Çolak, Sergen Yalçın ve niceleri…

Bir futbolcu takım tutar, başka takımda oynamam der ama yinede başka takımda oynar, ona çok lafım olur. İşte Mehmet Topuz. İki ay sonra sezon başlayacak, varsayalım ki Mehmet Topuz bir maçta kırmızı kartla oyundan atılacak, hakem bunu "küfür" diye açıklayacak ama Mehmet maç sonunda "yemin ederim küfür etmedim" dese, buna kim inanacak? Daha vahimini söyliyeyim; bir Beşiktaş – Fenerbahçe maçında Mehmet Topuz'un yaptığı bir hata sonucu Fenerbahçe gol yerse yada Mehmet Topuz kendi kalesine bir gol atarsa, ne olacak? Mehmet Topuz kendi takımını sabote edecek yada satacak kadar şerefsiz bir insan olmadığına tüm yüreğimle inanıyorum, ama bu gereksiz açıklamalar neden? Bir insan bu kadar mı kendini zor duruma düşürür? Bu kadar mı insanları kandırır? Bu kadar mı kuru sıkar? Bir hafta boyunca Fenerbahçeliler "Topuz gelmesin, istemeyiz" dediler, Beşiktaşlılar "helal olsun, Mehmet" dediler. Bu insanların duygularını sarsmıştır Mehmet Topuz, tükürdüklerini yalatmak zorunda bırakmıştır. Çok yazık...

Aksini ispat etmek isteyen futbolcular üzerine almasın; Hiçbiriniz bir Bülent Korkmaz, bir Oğuz Çetin veya bir Rıza Çalımbay olamazsınız!

Mehmet Topuz, Fenerbahçe'de




12 Haziran 2009 Cuma

Jermaine Jones, Barış Özbek ve Milli Seçim

Jermaine Jones, Almanya Futbol Federasyonu'na ilginç bir not geçti. "Artık ABD Milli Takımı için oynayacağım ve Almanya Milli Takımı'ndan affımı istiyorum" dedi. Almanya Futbol Federasyonu bu konuyla ilgili resmi bir açıklama yaptı ve kararı saygıyla karşıladıklarını söyledi. İşin ilginç yanına gelelim; Schalke 04'te oynayan Jones, Bundesliga'nın önemli ve kalbur üstü oyuncularından birtanesi, üç kez (resmi olmayan maçlarda) Almanya Milli Takımı'nda oynamış, EURO 2008 kadrosuna önce girmeyi başarmış ama bizde Yıldıray Baştürk, Halil Altintop ve İbrahim Kaş‘ta olduğu gibi son anda elenen isimlerden biriydi. Jones aldırış etmeyip, çok iyi bir sezon daha geçirdi ancak buna rağmen Milli Takım'a alınmadığı için, böyle bir karar aldı. Düşünün, Bundesliga'nın köklü kulüplerinden birinde oynuyorsunuz, başarılısınız, ülkenin yorumcuları tarafından ortak bir şekilde beğeniliyorsunuz ve tarz olarak eşi benzeri olmayan bir futbolcusunuz ama yinede Milli Takım'da kendinize yer bulamıyorsunuz.
Peki Türkiye'nin teklifini geri çevirip, belkide EURO 2008 kadrosunda bulunma fırsatını kaçırıp, "Almanya'da şansımı daha iyi görüyorum" diyen Galatasaraylı Barış Özbek ne düşünmeli? Eleme maçlarının hepsinde ilk 11'de yer alıp, sonra önümüzdeki günlerde başlayacak U21 Avrupa Şampiyonası’nın genişletilmiş kadrosuna dahi giremezken, A Takım'da nasıl kendine yer bulacak? Yanlış anlaşılmasın, Barış Özbek Almanya Milli Takımı'nda oynamak için yeterli bir oyuncu olup olmadığını tartışmıyorum, ki rahat oynayabileceğine konusunda oldukça iddialıyım ama yukarda bahsedildiği gibi göz önünde bir futbolcu bile zorluk çekerken, Avrupa'da tek karesi bile gösterilmeyen Türkcell Süperlig'in bir oyuncusu nasıl forma şansı yakalayacak? Aynı şekilde Mesut Özıl de Werder Bremen'de harikalar yaratmasına rağmen Almanya'nın A takımı kadrosunda yer almamıştı son dönemlerde. Neyse ki, U21 Avrupa Şampiyonası kadrosunda yer buldu kendisine. Futbolcular, kararlarını sadece günü görerek değil, geleceği de biraz hesaplayarak vermeli yoksa Jones gibi 5-6 yıl bir hedef için mücadele edip, sonucunu alamayabilirler.

Bir Soru Bir Cevap #3

Jose, Zlatan İbrahimovic "yeni takımım belli ama söylemem diyor". Gelecek sezon kadronuzda olmayacak gibi. Ne diyorsunuz? Teşekkür ederiz...

11 Haziran 2009 Perşembe

Ömer Toprak'ın Dramı

Jürgen Kohler onun için "Almanya'nın en yetenekli stoperi" demişti birkaç ay önce. Gerçekten de çok iyi yetişiyor SC Freiburg'un alt yapısından yetişen 19 yaşındaki Ömer. Kulübüyle Bundesliga'ya çıktılar ve Teknik Direktör Robin Dutt'un en güvendiği isimlerden birisi ama Ömer Bundesliga'da ne zaman oynayacak, o dünden beri büyük bir soru işareti.

Hakettiği tatilde arkadaşları ile go-kart pistine çıkan Ömer, öndeki araca çarpınca benzin deposu patlamış ve Ömer Toprak ciddi bir yanma geçirmis. Şu anda cilt transplantasyonu yapan bir özel hastahane'de tedavi altında. Kulübü durumuyla ilgili çok fazla bilgi vermek istemiyor ama Başkan Achim Stocker'in dedikleri korkutucu: "Ayağa kalkması ve iyileşmesi aylar sürecek." Alman Ümit Milli Takımı Hocası Horst Hrubesch ise "hepimiz Ömer'in tekrar sağlığına kavuşması ve tekrar ayağa kalkması için dua ediyoruz" dedi.

Dualarımız seninle Ömer...

Golf oynayanlar kim, Herr Doll?

Gençlerbirliği artık Thomas Doll'a emanet. Alman Futbolunun bir ara parlayan teknik direktör yıldızıydı, Van der Vaart'lı Hamburg'a oynattığı futbol zevkle izleniyordu ama ne olduysa Hamburg'la ücüncü sezonunda oldu. Takım bir türlü galip gelemiyor, en kolay maçlarda bile puan kaybı yaşıyordu. Doll ayrıldı ve bir sezon sonra Borussia Dortmund'un başına geçti. Hedefleri büyüktü ama başarı gelmedi yine - özellikle Bundesliga'da. Neyse ki, Bayern Münih ile Kupa Finali'nde oynadılar ve şanssız bir şekilde 2-1 yenildiler, ancak Doll yine ayrılmak zorunda kaldı. Ve şimdi...Bundesliga 2009/10 sezonu daha başlamadan 8 kulüp hoca arayışı içindeydi ama hiçbir kulüpte Doll aday gösterilmedi. En son Basel'e gidecek diye haberler çıkarken, Gençlerbirliği tesislerinde buldu kendisini ve bir aksilik çıkmazsa imzayı atacak. Doll şimdiden heyecanlı, bakın neyler söylüyor: "Çok güzel tesisleri var, imkanlar üst düzeyde, nasıl küme düşmeye oynadı bu takım, inanılır gibi değil. Sahaya çıkmayı özlemişim ama şunuda belirtmem lazım: Türkiye'ye bazı meslektaşlarım gibi birkaç tur Golf oynayıp, Almanya'ya dönmeyeceğim." Bu taş kime acaba?

10 Haziran 2009 Çarşamba

Hamit, Türkiye'ye gelir mi?

Hamit Altıntop son yıllarda tatile icin Türkiye'yi seçer, nede olsa memleketi. Birkaç yıl önce ikiz kardeşi Halil ve ortak yakın arkadaşları olan Galatasaraylı Lincoln ile Brezilya'ya gitmişlerdi birkaç haftalığına. O dönem Brezilya basının Lincoln, Hamit ve Halil'in Botafogo, Flamengo veya Vasco da Gama'ya transfer olacağı yönünde haberler yaptığını duymadım. Neden yapsın ki, değil mi? Ama Türk Basını bunu yapıyor maalesef. Hamit'in her Türkiye'ye ayak bastığında, mutlaka Fenerbahçe, Galatasaray veya Beşiktaş ile görüşmeye gelmiştir diye bir beklenti içine girdi kamuoyu. Ama şunu açık ve net söylemek lazım; Hamit gelmez!

Bayern Münih'deki konumu yeterli bir sebeptir zaten. Kulüp içinde sevmeyeni yoktur, özellikle Karl-Heinz Rummenigge ve Uli Hoeness gibi önemli isimler Hamit'in saha dışında mütevazi, saha içinde hırslı futboluna hayranlar. Takım içinde çok sevilen bir oyuncudur, Mark van Bommel başta olmak üzere sayılır, sevilir, taraftarın da göz bebeği. Hamit'in kazandığı ücret, çok üst düzeyde olduğunu da belirtmek lazım. Hangi futbolcu bu rahatlığı ve huzuru bırakıp, en ufak başarısızlıkta kaos yaşadığı, Başkanların soyunma odasına inip takımı azarldığı, paralarını zamanında alamadığı ve aile ziyaretlerine gittiğinde bile peşinde 25 canlı yayın ekibi olduğu bir futbol ülkesine gider? Cevap belli galiba...

9 Haziran 2009 Salı

Michael Fink üzerine...

Beşiktaş, Fabian Ernst'ten sonra bir Alman futbolcuyu daha kadrosuna kattı. Bundesliga'da önce Arminia Bielefeld, sonra da Eintracht Frankfurt'ta top koşturan Michael Fink, Beşiktaş ile anlaştı. Nasıl bir oyuncu sorusuna gelince... Mevkii ve oyun stili gereği Fabian Ernst'e oldukça benziyor, Ernst'ten daha gole yakın olduğunu söyleyebiliriz. Ancak Beşiktaş'ın bu oyuncuyla yabancı kontenjanını doldurmasına pek anlam veremedim açıkçası. 27 yaşına gelmesine rağmen Bundesliga'da oynadığı 131 macta ortalamanın üzerine çıkamayan bir oyuncu, Beşiktaş'a - özellikle Şampiyonlar Ligi'nde - ne derece katkı sağlayacak, merak konusu. İçi kararan Beşiktaşlılar için hemen şunuda belirtelim; Fabian Ernst geldiğinde, yine temkinli yaklaşmıştım ancak Ernst oynadığı futbolla utandırmıştır. Belki aynı patlamayı Fink de yaşayacaktir.

Hayali gerçek oluyor

Biz susalım, Felix Magath konuşsun: "Wolfsburg'a yeni gelmiştim, Mike Hanke, Diego Klimowicz gibi oyuncular satılmış, takımda forvet kalmamıştı nerdeyse. Transfer için harekete geçtiğim gün menajerler faks yağmuruna tuttu beni. Biri de Edin Dzeko diye bir çocuktan bahsetti. Tanımıyordum ama yardımcım Bernd Hollerbach'ı Bosna'nın Malta'yla oynayacağı maça gönderdim. Dönüşte bana sadece iki kelime söyledi: 'Hemen alalım!' Saraybosna'ya gittim, Edin ve babasıyla buluştuk. İyi bir çocuğa benziyordu, bu da herşeyden benim için önemliydi. Ona dedim ki: 'Senden çok çalışmanı ve büyük hedeflerin olmasını istiyorum'. Bana verdiği cevap mı? 'Bende!' Teplice'den alıp geldik." Gerisini biz anlatalım, o günlerde resimsiz haber olarak haber sitelerinde ve gazetelerde yer alan bu transfer, Wolfsburg'u iki yıl sonra şampiyon yapan nedenlerden biriydi. 26 gol attı Bundesliga'da bu sezon Edin Dzeko. Şene başında verdiği bir röportaj da "hayalimin kulübü Milan" demişti. Hayalleri gerçek oluyor galiba. Milan'ın, Dzeko için 30 Milyon Euro önerdiği ve futbolcu ile el sıkıştığı haberleri geliyor. Ne diyelim, hem Dzeko'yu hemde onu bulan Magath'ı tebrik etmek lazım...

Bir Soru Bir Cevap #2

David Coulthard, eski takımınız McLaren Mercedes'in şu anki durumuyla ilgili duygularınızı alabilirmiyiz?
Teşekkür ederiz...

8 Haziran 2009 Pazartesi

Jimmy, JUMP!

Roland Garros...
EURO 2008: Türkiye - Almanya

Bir Soru Bir Cevap #1

Sayin Johansson, eski bir UEFA Başkanı olarak, Mehmet Topuz tartışmaları ile ilgili düşünceleriniz nedir?
Teşekkür ederiz...

7 Haziran 2009 Pazar

Kral Franck nereye?

Münıh'in kalbinde bir kilise ve o kilisenin dış cephesinde bir Franck-Ribery-Reklamı: "Bayern hat wieder einen König", yani"Baverya'nın artık yine bir kralı var" diyordu Nike'ın Marketing uzmanları. Son iki sezondur Franck Ribery, Bayern Münih'in gerçekten kralı gibiydi. Oynuyor, oynatıyor, saha içi ve dışında kral gibi ilgi görüyordu. Ama bu ilgi taraftarı ile sınırlanmadı, Avrupa'nin birçok kulübü, özellikle de Real Madrid ile Barcelona, Ribery'yi kadrosuna katmak istiyor. Bayern Münih yönetimi "bu iş olmaz" dese de, konuşulan rakamların Uli Hoeness ve Karl-Heinz Rummenigge'nin fikrini değiştirecek gibi. Ribery gitmiyor istiyor, bu konuda alışkın olduğu herkes tarafından bilinen birşey zaten. Bayern Münıh'in soyunma odasından "Ribery'nin burda kalma niyeti yok" haberleri gelmişti sezonun son haftalarında. Bakalım zaman neyi gösterecek...

6 Haziran 2009 Cumartesi

En çok Ferdi mi sevindi?

Ferdi Elmas'ı hatırlıyormusunuz? Galatasaray'ın geçen sezonun başındaki ilk transferi. Çaykur Rizespor'dan getirilmişti ve sezon başı kampında göze batan isimlerden birtanesiydi. Hızı, hırsı ve dinamik yapısıyla bazı kilitlenen maçlarda joker olarak kullanabileceğiniz bir isim görüntüsündeydi. Ama sezon başladı, Ferdi kayboldu. Bir Kayserispor kupa maçında çıktı birden meydana, iyi de oynadı ama yine gözükmedi sonrasında. Şu an nerde yaşıyor, ne yiyor, ne içiyor bilinmez ama resmi kayıtlara göre hala Galatasaray'in sözleşmesi futbolcusu. Şimdi sarı kırmızılı takımın başına Frank Rijkaard getirildi. Teknik Adamın Galatasaray takımı içinde ana dilini konuşacağı oyuncuları düşündüm - tek birisi var: Ferdi. Hollanda doğumlu, Rijkaard gibi Ajax altyapılı, Hollanda genç takımlarının oyuncusu - belkide Rijkaard'in 1998 - 2000 yılları arasında Portakalları çalıştırdığı dönem, Ferdi U15, U16 takımlarından birtanesinde oynuyordu. Ne dersiniz? Rijkaard'ın gelmesine en çok Ferdi mi sevindi?

3 Haziran 2009 Çarşamba

Halil Altıntop kaç anons eder?

Bunu kabul etmek gerek. Gurbetçilerin hem yaşadıkları ülkelerde hemde anavatanları Türkiye'de zorluk çektikleri bir gerçek. Hem Gurbette yabancı hemde Türkiye'de yabancı. Türkiye'ye gelen gurbetçi futbolcuların ne derece zorluk çektiği ortada. Yıllardır Türkiye'de oynamalarına rağmen hala "almancı" damgasını taşıyan futbolcular var. Ama bunun birde profesiyonel kısmı var. Profesiyonel düzeyde bu ayırımın ne derece yapılması doğru, tartışılmaz bile. Ancak Kayseri‘deki Türkiye - Azerbaycan maçında açıkçası böyle bir ayırım yapıldı. Birinci golü atan Halil Altıntop'un statta ismi bir kere anons edilip, taraftara bağırtılırken, İbrahim Üzülmez'in golünde bu üç kere yapıldı. "Işin gücün yok mu, buna mı dikkat ediyorsun" demeyin, yapılan ayıptır. Bir Türkiye - Yunanistan maçında tüm stadın bütün futbolcuları protesto edip, sadece Mehmet Aurelio'yu alkışladığı bir ülkede, Kayseri‘deki manzaraya tanık olmak üzüntü vericiydi. Direk Federasyonu suçlamak istemiyorum ama onların bir görevlisi bunu yapıyorsa, en azından bir ikaz gerekir.

Şaşırtan adam

Fabian Ernst'in Schalke'den Beşiktaş'a transfer olduğu günlerde, "Fabian Ernst ve beklentiler" başlıklı bir yazı yazmıştım Alman futbolcuyla ilgili. Yüzlerce kişi tarafından havalimanında karşılanan Ernst'ten beklentilerin çok fazla olduğunu ve onun bu beklentileri karşılayacak düzeyde olup olmadığını sormuştum. Şüpheci yaklaşımımın bir nedeni vardı; Ernst'in Schalke'de son zamanlardaki ortalamayı geçmeyen performansı, ne çok kötü ne de çok üst düzey görüntüsü. Ama o Ernst, Beşiktaş'ta öyle bir patlama yaptı ki, öyle olumlu bir futbol oynadı ki, hem beni şaşırttı hemde süpheci yaklaşımım için nerdeyse özür dilememe neden oldu. Gute Arbeit, Herr Ernst!

O isim...

Geçtiğimiz günlerde Galatasaray'ın gizli bir Teknik Direktör ile ilgilendiğini yazmıştık ancak teydini almadan bunu sizinle paylaşmak istemedik. Artık bu isimi paylaşmayı sakıncalı görmüyoruz, cünkü transfer daha başlamadan bitti. Hertha BSC kulübüne yakın kaynaklardan aldığımız bilgiler doğrultusunda Galatasaray'ın gündemine Teknik Direktör Lucien Favre geldi, ancak belli ki sarı kırmızılı yönetim başka isimlere yöneldi. Bakalım ilerki günler neleri gösterecek...